Ölümsüzleştikleri Tarih: 15 Ocak 1919
I. Emperyalist Paylaşım Savaşı’ndan önce Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin büyük bir üye kitlesi vardı. 1912 parlamento seçimlerinde dört buçuk milyon oy almıştı. 110 milletvekilliği kazanmış ve parlamentoda en fazla temsil edilen parti durumuna gelmişti. Sosyal Demokrat Parti’nin 1 milyon üyesi, sosyal demokrat basının ise bir buçuk milyon dolaylarında abonesi vardı. Fakat parti yöneticileri bu dönemde, işçi sınıfının mücadelesini engelledi. Yöneticiler Alman egemenleri ile birleşerek işçi sınıfı mücadelesine ihanet ettiler. Alman Sosyal Demokratlarının lideri August Bebel 1913’te ölünce yerine Scheidemann geldi. Bu dönemde parti, silahlanma ve savaş hazırlıklarını hızlandıran emperyalizme yardımcı olmaya başladı.
Lüksemburg, Liebnecht ve Spartakist Birliği
1981’de Erfurt’ta Sosyal Demokrat Parti Kongresi yapıldı Bu kongrede işçi sınıfı mücadelesini sosyal reformlara indiren bir program kabul edildi. Engels bu programı eleştirerek bununla krallığa karşı mücadele edilemeyeceğini, cumhuriyeti kurma doğrultusunda çalışılamayacağını belirterek, mutlak bir imparatorlukla yönetilen Almanya’da sosyalizmin devrimsiz kurulamayacağını, reformizmin ve revizyonizmin sosyalist eylemi etkisizleştireceğini söylemişti.
Aynı dönemde Bernstein de Marksizm’in soyut olduğunu, tarihsel gelişim konusunda önyargılara dayandığını, kapitalist toplumun ileri aşamasında sınıflararası çelişkilerin yumuşayacağını, sendika mücadelesi ve sosyal reformlarla kapitalist sömürünün ortadan kalkacağını söylüyordu.
Bernstein’in bu görüşlerini Kautsky’de desteklemekteydi. Bu yazılara karşı ilk tepki SDP’nin Dresden’deki gazetesinin yöneticisi olan Parvus’tan geldi. Rosa ve Karl da Bernstein’ı ve Kautsky’i eleştiriyordu.
Polonya’da doğan Rosa, gençlik yıllarından başlayarak sosyalizm mücadelesinde Proletarya adlı parti saflarında yerini aldı. 1886’da Proletarya Partisi darbe yedi. Bundan bir buçuk yıl sonra Rosa Lüksemburg, Polonya Devrimci Sosyalist Partisi’ne katıldı.
Bu Partiyi Sosyalist Enternasyonal’de temsil etti. Bunun yanında parti yöneticilerinin milliyetçilik eğilimi içinde olduklarını ve işçileri sınıf mücadelesinden uzaklaştırmalarını teşhir etti.
1898’de Almanya’ya gitti ve işçi eylemlerine katıldı. Burada Bernstein’in revizyonist ve reformist çalşmalarına karşı Marksizm’i savundu. 1904 ve 1905’te tutuklandı.
1907’de Stuttgart’da toplanan Sosyalist Enternasyonal Kongresi’ne katıldı. 20 Şubat 1914’te yaptığı bir konuşmada “Bizden Fransız ya da başka uluslardan kardeşlerimizi öldürmemizi bekliyorlarsa o zaman onlara ‘hayır katiyen’ yanıtını verelim” dediği için askerleri kışkıtrma suçundan tutuklandı.
Spartakistlerin öncülerinden olan Karl Liebknecht Marx’ın öğrencisiydi. Berlin’de yayımlanan “Von Narts” adlı sosyalist gazetenin yazı işleri müdürü olarak çalışıyordu.
I. Empreyalist Paylaşım Savaşı’nın baş göstermesi ile birlikte 3 Ağustos 1914’te Alman Sosyalist Demokrat Partisi “yurtseverlik” adına Kayzer hükümetinin savaş kredilerini destekleme kararı aldı. Fakat Rosa Lüksemburg ve Karl Liebknecht bu politikaya karşı çıkarak, çıkacak herhangi bir savaşın iç savaşa dönüştürülmesini söyleyerek bu karara karşı çıktılar.
Rosa, Karl, Franz Mehring, Clara Zetkin bir araya gelerek Alman sosyal demokratlarının bu politikalarına karşı amansızca mücadele ettiler. Bu grup Spartakistler Birliği’nin çekirdeğini oluşturuyordu. Spartakistler Birliği’nin ilkelerini yazan Rosa şöyle diyordu: “Emperyalizme karşı savaş aynı zamanda proletaryanın siyasal iktidarı için savaştır; kapitalizmle sosyalizm arasındaki kararlı çatışmadır. Enternasyonal proletarya emperyalizme karşı uzlaşmaksızın bir bütün olarak dövüşürse bütün gücünü ve kendini feda etme yeteneğini bir araya getirip, eylemine pratik ilke olarak ‘Savaşa karşı savaş” sloganını seçerse, sosyalizm amacına ulaşabilir.”
Rosa Lüksemburg ve Karl Liebknecht 1916’da tutuklandılar. Polonya işçi eylemlerini ve Ekim Devrimi’ni hapishaneden gözlemlediler. 8 Kasım 1918’de Almanya’da gerçekleşen devrimle Rosa ve Karl serbest bırakıldılar.
Ocak 1919’da Berlin’de “Spartakist ayaklanma” adlı sokak çatışmaları başladı. Frederich Ebert başkanlığındaki Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin elinde bulunan hükümet, Spartakistleri bastırmak için vahşice yöntemlere başvurdular. Eber hükümeti ayaklanmayı ve Spartakistleri bastırmak için Hitler dönemindeki şiddet örgütlerinin çekirdeğini oluşturan “Freikorps”u kurdu.
8-9 Ocak 1919’da Rosa Lüksemburg ve Leo Jogiches’in düzeltmelerini yaptığı “Die Rote Fahne” gazetesinin basıldığı ev makineli tüfekle tarandı. Rosa buradan yara almadan kurtuldu. Rosa ve Karl arkadaşlarının moralini bozmamak için Berlin’i terk etmediler.
Fakat Rosa Lüksemburg, Karl Liebknecht 15 Ocak akşamı Wilhelm Pieck ile birlikte son barınakları olan Wilmersdorf Mannheimer Sokak, 53 numarada bir manga asker tarafından tutuklanarak Eden Oteli’ne götürüldü. Burada kafalarına sıkılan kurşunlarla öldürüldüler. Ölüsünden bile korktukları Rosa Lüksemburg’un cesedini bir kanala attılar. Rosa’nın cesedi ancak üç ay sonra Mayıs 1919’da bulunabildi.