Ölümsüzleştiği tarih: 13 Mayıs 1980
“Armenak dördüncüsü, Diyarbakır’da doğdu. Cumhuriyet İlkokulu’nda okudu. İyi bir öğrenciydi. Yazları babasının yanında çalışırdı, bazan da rahmetli terzi Melkon’un yanına çıraklığa verirdik. İlkokulu bitirdi, 12 yaşında oradan çıktı İstanbul’a… İstanbul’da okula kaydettik…” diye anlatıyor annesi Orhan Bakır’ı, yani Armenak’ı.
Ermeni milliyetine mensup 1953 doğumlu olan Armenak Bakır, 13 Mayıs 1980’de Elazığ Karakoçan’da polisle girdiği silahlı çatışmada ölümsüzleşti.
TKP/ML Üyesi ve kadrolarındandı. Armenak Bakır; bir eylem için gittiği İzmir’de yine polisle çatışarak düşmanın eline geçmişti. Ağır işkenceler sonunda Buca Hapishanesine götürüldü. Hapishanede kaldığı iki yıl boyunca da kararlılığını, azmini, partiye ve devrime olan inancını asla yitirmedi. Böylesine değerli bir komünisti zindanlarda bırakmamaya karar veren TKP/ML TİKKO gerillaları, dişini çekme bahanesiyle jandarmalar denetiminde hastaneye götürülen Armenak Bakır’ı başarılı bir şekilde hastaneden kaçırdı. Yoldaşları tarafından kaçırılışı sırasında ellerinin zincirle kelepçelenmiş olmasına karşın jandarmalardan birisinin silahını kaparak etkisiz hale getirmesi Onun en zor anda bile eylemci duyarlılığına ve ısrarcılığına küçük bir örnektir.
Firardan sonra partinin çeşitli alanlarında ve çeşitli yönetim kademelerinde görev aldı. Büyük yankı uyandıran firar eyleminde fazlaca teşhir olmasından kaynaklı bölgeden ayrılarak T. Kürdistanı’nda faaliyete başladı. İdam cezasıyla her yerde aranırken 13 Mayıs 1980’de İbrahim Kaypakkaya’nın ölüm yıldönümünde parti kararı gereği cezalandırılması gereken bir polis komiserini cezalandırmak için gittiği Elazığ’ın Karakoçan kazasında köyden dönüşte kurulan pusuda polisle girdiği çatışmada silah elde toprağa düştü.
Dersşm, Elazığ, Bingöl’den oluşan Alt Bölge Komitesi sorumlusu olan Armenak’ın köylülerin yüreğindeki yerini büyük bir gururla anlatan annesi, Onu tanıyan köylülerden bahsederken şöyle diyordu: “Kimin evine gidiyordum, saygı gösteriyordular, ağlıyordular. Köylülerden bir kadın bir yatağı gösterdi ‘O gittiğinden beri bir daha o yatağa kimseyi yatırmamışam’ dedi.”
Köylülerin Ali Ağa dedikleri Armenak (Orhan) Bakır halkın yüreğinde efsaneleşerek ölümsüzleşti.
Kör gecenin kahpe karanlığında
Vurdular Orhan’ı Karakoçanda
Silahı elinde kanlar içinde
Vurdular Orhan’ı Karakoçanda
Ağlamadık Orhan senin ardından
Öcün alacağız patron-ağadan
Ya hep ölür ya da kurtulacağız
Vazgeçmeyeceğiz biz bu kavgadan
Diyar diyar bucak bucak sordular
Onu bulmak için kafa yordular
Yolunun üstüne pusu kurdular
Vurdular Orhan’ı Karakoçanda
Yoldaşımız Orhan halk için öldü
Halk için severek canını verdi
Kanı kurumadan bin Orhan doğdu
Vurdular Orhan’ı Karakoçanda
(Orhan Bakır katledildikten sonra yoldaşları ve halk arasında söylenen bir marş)
ARMENAK BAKIR YOLDAŞ’IN ÖLÜMSÜZLÜĞÜNÜN ARDINDAN TKP/ML – MK TARAFINDAN YAPILAN AÇIKLAMA
ARMENAK BAKIR (ORHAN BAKIR) YOLDAŞ ALÇAKÇA KATLEDİLDİ
Faşist Türk hakim sınıfları, 13 Mayıs 1980 günü Elazığ/Karakoçan’da bir komünisti daha alçakça katlettiler. Partimizin değerli üyesi Orhan Bakır yoldaşımız faşist namlulardan çıkan kurşunlarla katledildi. O, faşist devlet kuvvetlerine karşı savaşırken öldürüldü!
Türkiye işçi sınıfı: onun öncü kurmayı olan Partimiz; tüm emekçiler, yurtseverler, devrimciler, Demokratik Halk Devrimi yolunda korkusuz bir mücadele yürüten kararlı bir komünisti kaybettiler.
Orhan Bakır yoldaşımızın mücadelesi bizlere çok şey öğreten bir mücadeledir. O, uzun yıllardan bu yana, halk demokrasisi ve bağımsızlık, sosyalizm ve yüce komünizm uğruna korkusuzca yürütülen bir savaştır.
Orhan Bakır yoldaş, Ermeni milliyetine mensup bir komünistti. O, yıllardır Türk olmayan milliyetler üzerinde Türk hakim sınıflarının uyguladığı milli zulmü ancak her milliyetten emekçi halkın birleşerek ortadan kaldırabileceğini kavramıştı. İşçi sınıfımızın önderliği altında tüm emekçileri birleştirerek devrimimizi zafere götürecek olan yalnızca partimiz TKP/ML idi. Orhan Bakır yoldaş, her türlü milli zulmü ortadan kaldıracak olan, devrimimizi başaracak gücün Partimiz olduğunu kavrayarak, başından bu yana Partimizin saflarında şerefle savaşmıştı.
O, Partimizin kurucu önderi İbrahim Kaypakkaya yoldaşın ortaya koyduğu fikirler uğruna mücadele etti. Emperyalizmi, sosyal emperyalizmi ve her türden gericiliği yıkmayı hedefledi. Türkiye’deki faşist saltanatın yalnızca devrimle yıkılabileceğini biliyordu. Emperyalist boyunduruk zinciri yalnızca devrimle parçalanabilirdi. Açlık ve sefalet içinde yüzen milyonlarca işçiyi, açlıktan kıvranan işsizleri, topraksızlıktan kavrulan on milyonlarca köylüyü, Türk, Kürt, Ermeni, Arap ya da bir başka milliyete mensup olan tüm emekçileri yalnızca Demokratik Halk Devrimi kurtarabilirdi. Demokratik Halk Devriminden sonra durmaksızın sosyalizme ve tüm insanlığın gerçek kurtuluşu olan komünizme doğru ilerlenilmeliydi.
Çeşitli milliyetlerden işçiler; ezilen, sömürülen emekçiler; devrimciler; yoldaşlar!
Özgürlük, bağımsızlık ve mutluluğa erişmek biz emekçilerin ellerinde idi. Ama zafere olayla ulaşılamazdı. Zafer, zorlu bir mücadele ile, uzun ve sabırlı bir savaş ile kazanılırdı. O: biz emekçilere bağışlanmaz, özgürlük dünyasını yalnızca bizim mücadelemiz kurabilirdi. Milyonlarca emekçinin mücadelesini zaferle taçlandırmanın yolu uzun süreli halk savaşı yolu idi.
İşte Orhan Bakır yoldaş, Partimizin bu düşünceleri uğruna can bedeli bir mücadeleye girdi. O, bu zorlu savaşta faşist devletin eline geçti. İşkencelere uğradı. Ama yılmadı. Faşist devletin zindanları O’nu daha fazla halkımızın mücadelesinin sıcak pratiğinden uzak tutamadı. O, zindanlardan kaçtı. Yeniden Partimizin saflarında mücadelesini sürdürdü. Partimizin çeşitli yönetici kademelerinde aktif olarak görev yaptı. İşçilerin, köylülerin, gençliğin mücadelesini örgütledi, yönetti.
Faşist hakim sınıflar, onların mahkemeleri, Orhan Bakır yoldaş hakkında ‘idam cezası’ vermişlerdi. Onlar yoldaşımızı ‘idam’ ederek Partimizin ve halkımızın mücadelesini durdurmayı umuyorlardı. Şimdi, O’nu katlettiler. Ama mücadelemizi durduramayacaklardır. Bizim mücadelemiz durdurulamaz; çünkü Partimizin mücadelesi işçilerin, köylülerin, emekçilerin mücadelesidir. Sömürü ve zulüm ve baskıya karşı mücadeledir.
Orhan Bakır yoldaş katledildi!
Acımız büyük, kinimiz derindir. Korkun bizden faşist köpekler!
O’nun mücadelesi, şimdi daha büyük bir sınıf kiniyle sürecek. O’nun mücadelesi fabrikalarda, köylerde, okullarda komprador patron ağa devletini yerle bir edecek bir çağ olacak!
Orhan Bakır’ın ve diğer üye ve sempatizanlarımızın; emekçilerin, devrimcilerin kanları yerde kalmayacaktır!
Devrim ve Parti şehitlerimizin öcünü alacağız!
Faşist komprador patron ağa devletini yıkacağız; Demokratik Halk İktidarını kuracağız!
Kahrolsun emperyalizm, sosyal emperyalizm ve her türden gericilik!
Yaşasın Halk Demokrasisi, Bağımsızlık; Sosyalizm ve Komünizm mücadelemiz!
Yaşasın Partimiz ve onun önderliğinde TİKKO, TMLGB
TKP/ML – MERKEZ KOMİTESİ
Mayıs 1980