Ölümsüzleştiği Tarih: 30 Mart 1972
60’lı yılların ikinci yarısının fırtınalı yılları kendi devrimci önderlerini de yaratmıştır. Bunlardan biri de THKP-C’nin kurucularından 1946 Samsun-Çarşamba doğumlu Mahir Çayan’dır. O’nu başlangıçta, 1969’lu yıllarda birçok makalesinde olumlu çizgide görmek mümkündür. O, bu tür yazılarında ülkenin iktisadi ve sosyal yapısını sağlıklı bir temelde değerlendirmekte ve bundan hareketle içinde bulunduğumuz devrim aşamasını açıklıkla saptayarak Milli Demokratik Devrim (MDD) tezini savunmaktaydı. Ancak, 1970’lerden sonra “Öncü savaş”, “Suni denge”, “Entegrasyon”, “3. Bunalım”, “Yeni sömürgecilik” vb. konularda ve “oligarşi” kategorisiyle ve en sonu “yukarıdan devrim”, “kapitalist üretim ilişkilerinin egemenliği” tezleriyle doğrulardan uzaklaşmıştır.
Mahir Çayan ve THKP-C silahlı mücadelede ısrar ederek reformizmden kendini açıkça ayırdetmiştir. Bu süreç Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in idamlarını engellemek üzere üç İngiliz teknisyeni kaçırmalarının ardından Kızıldere’de (Tokat-Almus) destansı direnişleriyle devam etmiştir. Kızıldere 30 Mart 1972’de THKP-C’den Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ertan Saruhan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Ahmet Atasoy; THKO’dan Cihan Alptekin ve Ömer Ayna’nın direnişine mekan oldu. İçerdekiler kararlaştırdıkları gibi teknisyenleri öldürürken, kaldıkları kerpiç evi kolluk güçleri kurşun yağmuruna tutarak 10 devrimciyi katlettiler.
“Bir direniş geleneği yaratmalıyız. Bu direnişte birçoğumuz, belki de hepimiz ölebiliriz, ama gelecek kuşaklara bir direniş geleneği bırakırız” demişti Mahir Çayan. Yoldaşları ve devrimci dostları Onu yanıltmadı ve bu geleneği bugün de sürdürüyor.