5 Ağustos 1895 – Ilımlı liberal görüşleri ve Prusya devletine bağlılığıyla tanınan Protestan bir aileden gelen Friedrich Engels’in babası, Bremen’deki bir dokuma fabrikasının sahibi ve Manchester’daki Ermen&Engels pamuk işletmesinin ortağıydı. Kültürlü bir kişi olan annesine karşı derin bir sevgi besleyen Engels, sonradan devrimci görüşleri nedeniyle babasıyla çatışmaya düştüğü dönemlerde bile, annesinin etkisiyle aileden mali destek görmeye devam etti. Bremen’deki öğreniminin ardından, 1834’de Elbergeld yakınlarındaki bir lisede okumaya başladı. Ama fabrikanın başına geçmesini isteyen babasının zorlamasıyla son sınıfta okuldan ayrıldı.
Bundan sonraki üç yılı (1838-41) iş deneyimi kazanması için gönderildiği Bremen’deki bir ihracat şirketinde çalışarak geçirdi. İş saatlerinden arta kalan zamanlarda müzik, yüzme, eskrim ve binicilikle uğraştı. Bu arada dil öğrenme konusundaki yeteneğini geliştirirken, devrimci yazarların yapıtlarına da ilgi duymaya başladı.
Bremen’de gazetecilikle de ilgilenmeye başlayan Engels, Friedrich Oswald takma adıyla çeşitli makaleler yazdı. İlk kez bu makalelerinde ortaya koyduğu keskin eleştiri yeteneği ve kolay anlaşılır üslubu, daha sonraki yıllarda Marksist ilkelerin geniş kitleye yayılmasında önemli rol oynadı.
Engels 1842’de komünizmi benimsemesinde önemli rol oynayan İnoses Hess ile tanıştı. Varlıklı bir Yahudi ailesinin oğlu olan Hess, radikal mücadeleye ve sosyalist ya
yınlara mali destek sağlıyordu. Ayrıca, Hegel felsefesini ve diyalektiğin mantıksal sonucunun komünizm olduğunu ileri sürüyor ve ilerlemiş sanayisi, filizlenmekte olan proletaryası ve sınıf mücadelesinin belirtileriyle İngiltere’nin gelecekteki toplumsal dalgalanmalarda büyük bir rol oynamaya aday olduğunu vurguluyordu. Bu dönemde Hess’in İngiltere’ye ilişkin görüşlerinin etkisinde kalan Engels, babasının Manches-ter’daki fabrikasında çalışma fırsatı doğunca bunu kaçırmadı. Ve iş saatleri dışında, İngiltere’nin ekonomik ve siyasal koşulları üzerine yazılmış kitaplar ve parlamento raporlarını okumak, işçilerle kaynaşmak, radikal önderlerle tanışmak ve sanayinin gelişmesiyle işçilerin sefalet içindeki durumlarını dile getirecek bir İngiltere tarihi yazmak üzere malzeme toplamakla uğraştı. Bu çalışmaların sonucunda “İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu” adlı kitabını yayımladı.
Engels, Bremen’e dönerken daha önce Köln’de tanışmış olduğu Marks’la görüşmek üzere on günlüğüne Paris’e uğradı. Sosyalist hareketi ileriye götürecek olan düşünce ve eylem arkadaşlığı böylece başlamış oldu. Bu işbirliğinin ilk ürünü olan ortak yapıtları “Alman İdeolojisi” 1845’te yayımlandı.
Engels 1845’te Brüksel’de Marks’la yeniden bir araya geldiğinde, ona yeni geliştirdiği maddi tarih görüşünü açıkladı. O yaz Marks’la birlikte bir İngiltere gezisine çıktıktan sonra, Paris’e geçerek uzun süre orada yaşadı. Paris’te bulunduğu yıllarda, aralarında gizli bir sosyalist dernek olan Doğrular Birliği üyelerinin de bulunduğu göçmen Alman işçilerini ve Fransız sosyalistlerini kendisinin ve Marks’ın görüşleri doğrultusunda örgütlemeye çalıştı. Bu çabaları sonucunda Doğrular Birliği, Haziran 1847’de Londra’da yapılan ilk kongresinde Komünistler Birliği adını aldı. Aynı yılın sonbaharında ikinci kongresini yapan Birlik, Marks ve Engels’i komünist ilke ve siyasetleri tanımlayan bir program hazırlamakla görevlendirdi. “Komünist Manifesto” başlığıyla yayımlanan bu yapıt, Engels’in “Marksizmin Prensipleri” adlı kitabında ele aldığı konulardan pek çoğunu içermesine karşın, eser olarak Marks tarafından hazırlanmıştı.
1864’te Marks’la birlikte I. Enternasyonal’in kuruluş çalışmalarına katıldı ve örgütün yürütme organına girdi. Bakunin’in temsil ettiği anarşist akımlarla yürütülen mücadelenin başında yer aldı. Ama Paris Komünü yenilgisi ve Bakunincilerin tasfiyesinden sonra Enternasyonal merkezinin New York’a taşınması nedeniyle örgütle bağları zayıfladı. Londra’ya yerleşerek Marks’la birlikte Almanya ve Fransa’daki sosyalist hareketlerle yakından ilgilendi.
Engels’in kaleme aldığı en önemli yapıtlardan biri, diyalektik ve tarihsel maddeciliği sistemli bir biçimde ortaya koyduğu “Anti Dühring” adlı kitaptır. Öte yandan “Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni” adlı yapıtıyla kapitalizm öncesi toplum-ları tarihsel maddecilik açısından ilk kez sistemli bir biçimde inceledi. Ölümünden sonra yayımlanan “Doğanın Diyalektiği” adlı kitabında ise doğa bilimlerinin diyalektik maddeciliğin önermelerini doğruladığını göstermeye çalıştı.
Engels, Marks’ın ölümünden sonra değişik konular üzerinde çeşitli makaleler yazdı. Marks’ın yeniden basılan yapıtlarının giriş bölümlerini kaleme aldı ve en önemlisi Marks’ın tamamlanmamış el yazmalarına ve notlarına dayanarak Kapital’in 2 ve 3. ciltlerini tamamladı. Kansere yakalanması, çalışmalarının kesintiye uğramasına ve çok geçmeden 5 Ağustos 1895 tarihinde yaşamını yitirmesine yol açtı.