Ölümsüzleştiği tarih: 19 Kasım 1981
Mezar Yeri:
Şehitlerimizden öğrenerek kendini yeniden yaratmanın en güzel örneklerinden olan Ali Sarıbal, 1961 yılında Akbağ köyünde dünyaya geldi. Devrimci mücadeleyle 15-16 yaşlarında tanıştı. 77 1 Mayıs’ına katıldı.
Kısa sürede kendini geliştirerek çeşitli askeri eylemlere de TKP/ML Üyesi olarak imzasını attı. İstanbul’da faaliyet sürdüren Ali Sarıbal, 1980 Ağustos ayında Diyarbakır’da görevlendirildi. Askeri faşist darbenin en sıcak günlerinde Diyarbakır’da yapılan bir operasyonda 22 Eylül’de yakalandı.
Gözaltında direnme geleneğini yaşatamamanın acısını en ağır şekilde yaşayan Ali Sarıbal, hapishanede yoldaşlarının da yaklaşımıyla kendini yeniledi. “Artık ölmek var çözülmek yok” dediği günlerde yapılan bir operasyonda yoldaşlarıyla yüzleştirmek için hapishaneden sorguya alındı. Tavrı netti. Daha önceki ifadesinin yalan olduğunu söyleyerek düşmanı çılgına çevirdi. Onu hemen işkenceye aldılar. 1,5 ay sonra tekrar hapishaneye döndüğünde başı dik, kendine güveni sonsuzdu artık.
Hapishane koşullarının sorgudan beter olduğunu söyleyerek örgütlenen direnişler içerisinde yer alan ve bulunduğu 3. koğuşun sorumlusu olan Ali Sarıbal, aynı koğuşta bulunan Kawa davasından yargılanan Adanalı Yaşar ve PKK davasından tutuklanan silah kaçakçısı bir kişi tarafından gardiyanlara ispiyon edilir.
Gardiyanların, durumu hapishane idaresine bildirmelerinin ardından koğuştaki diğer tutsakların gözleri önünde Ali Sarıbal, sopa, cop, sandalye vb. ile dövülerek komaya girer. Daha sonra sürüklenerek dışarı alınır ve orada da yoğun işkenceye tabi tutulur.
TKP/ML ileri militanı olan Ali Sarıbal’ın 19 Kasım 1981’de ölümsüzleştiği bu olaydan sonra açılan davada Diyarbakır Askeri Hapishanesi’nde görevli 8 gardiyan 2’şer yıl 1’er ay ceza aldılar.